Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuz esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bu gün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Kutsal Yazılarda yaptığımız yolculuğumuzda Tanrı’nın günahkarları sonsuz cezadan kurtarmak için tasarlamış olduğu kurtuluş planının Tanrı’nın peygamberleri tarafından nasıl ilan edildiğini duyduk. Sözünü ettiğimiz bu kurtuluş planı nedir? Kurtuluş planı, Mesih’in çarmıhtaki ölümüdür. Tanrı’nın peygamberleri, doğru olan Mesih’in, kusursuz bir kurbanlık koyun gibi ölmesi, doğru olmayanlar için Kanını dökmesi ve günahlarımızın cezasını bizim yerimize çekmesi gerektiğine tanıklık ettiler. Ancak böylelikle Tanrı, günahlarımızı bağışlayabilir ve Adaletinden ödün vermeden bizi doğru sayabilirdi. Kutsal Yazıları kronolojik bir çalışma yaparak inceliyoruz ve şimdi öykülerin en önemlisine, yani, Mesih’in ölümü ve dirilişi ile ilgili tarihi öyküye yaklaşmaktayız. Tanrı’nın isteği ile, bu günkü ve bundan sonraki derslerimizde, İsa Mesih’in, dünyanın günahlarını taşımak için Yaşamını nasıl sunduğunu göreceğiz.
Son dersimizde, baş kahinlerin, kendilerini İsa’nın ve öğrencilerinin bulundukları yere götürmesi için bir haini nasıl satın aldıklarını gördük. Onların, İsa’yı nasıl tutukladıklarını, ve bağlayıp götürdüklerini öğrendik. Bu olay şaşırtıcıdır! Tanrı’nın gücü ile dolu olan İsa, düşmanlarının Kendisini ele geçirmelerine neden izin verdi? İsa, düşmanlarının Kendisini tutuklamalarına izin verdi, çünkü O’na iman eden herkesin, günahlarının bağışlanmasına kavuşabilmesi için Mesih’in nasıl acı çekmesi ve ölmesi ve üçüncü gün ölümden dirilmesi gerektiğini önceden bildiren Peygamberlerin Yazıları yerine gelmeliydi. Peygamberlerin aynen önceden bildirmiş oldukları gibi, Mesih, “kesime götürülen bir kuzu gibi” olacaktı. (Yeşaya 53:7)
Şimdi, din önderleri İsa’yı tutukladıktan sonra, o karanlık gecede neler olduğunu görmek için Müjde’yi okumaya devam edelim. Kutsal Yazılar şöyle der:
(Markos 14) 53 İsa’yı görevli baş kahine götürdüler. Bütün baş kahinler, ileri gelenler ve din bilginleri de orada toplandı. 54 Petrus, İsa’yı baş kahinin avlusunun içine kadar uzaktan izledi. Avluda nöbetçiler ile birlikte ateşin başında oturup ısınmaya başladı.
55 Baş kahinler ve Yüksek Kurul’un öteki üyeleri, İsa’yı ölüm cezasına çarptırmak için kendisine karşı tanık arıyor, ama bulamıyorlardı. 56 Bir çok kişi O’na karşı yalan yere tanıklık ettiyse de, tanıklıkları birbirini tutmadı. 57-58 Bazıları kalkıp O’na karşı yalan yere şöyle tanıklık ettiler: “Biz O’nun, ‘El ile yapılmamış bu tapınağı yıkacağım ve üç günde el ile yapılmamış başka bir tapınak kuracağım’ dediğini işittik.” 59 ama bu noktada bile tanıklıkları birbirini tutmadı. 60 Sonra baş kahin topluluğun ortasında ayağa kalkarak İsa’ya, ‘Hiç yanıt vermeyecek misin? Nedir bunların sana karşı ettiği bu tanıklıklar?’ diye sordu. 61 Ne var ki, İsa susmaya devam etti, hiç yanıt vermedi. Baş kahin O’na yeniden, ‘Yüce Olan’ın Oğlu Mesih sen misin?’ diye sordu. 62 İsa, ‘Benim’ dedi, ‘Ve sizler İnsanoğlu’nun Kudretli Olan’ın sağında oturduğunu ve göğün bulutları ile geldiğini göreceksiniz.’ 63-64 Baş kahin giysilerini yırtarak, ‘Artık tanıklara ne ihtiyacımız var?’ dedi. ‘Küfürü işittiniz. Buna ne diyorsunuz?’ Hepsi İsa’nın ölüm cezasını hak ettiğine karar verdiler. 65 Bazıları O’nun üzerine tükürmeye, gözlerini bağlayarak O’nu yumruklamaya başladılar. ‘Haydi peygamberliğini göster!’ diyorlardı. Nöbetçiler de O’nu aralarına alıp tokatladılar.
66-67 Petrus aşağıda, avludayken, baş kahinin hizmetçi kızlarından biri geldi. Isınmakta olan Petrus’u görünce onu dikkatle süzüp: ‘ Sen de Nasıralı İsa ile birlikteydin’ dedi. 68 Petrus ise bunu inkar ederek, ‘Senin neden söz ettiğini bilmiyorum, anlamıyorum’ dedi ve dışarıya, dış kapının önüne çıktı. Bu arada horoz öttü. 69 Hizmetçi kız Petrus’u görünce, çevrede duranlara yine, ‘Bu adam onlardan biri’ demeye başladı. 70 Petrus tekrar inkar etti. Çevrede duranlar az sonra Petrus’a yine, ‘Gerçekten onlardansın; sende Celileli’sin’ dediler. 71 Petrus kendine lanet okuyup ant içerek, ‘Sözünü ettiğiniz o adamı tanımıyorum’ dedi. 72 Tam o anda horoz ikinci kez öttü. Petrus, İsa’nın, kendisine, ‘horoz iki kez ötmeden beni üç kez inkar edeceksin’ dediğini hatırladı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı.
(Matta 27) 1 Sabah olunca bütün baş kahinler ile halkın ileri gelenleri, İsa’yı ölüm cezasına çarptırmak konusunda anlaştılar. 2 O’nu bağladılar ve götürüp Vali Pilatus’a teslim ettiler. 3 İsa’ya ihanet eden Yahuda O’nun mahkum edildiğini görünce yaptığına pişman oldu.Otuz gümüşü baş kahinlere ve ileri gelenlere geri götürdü. 4 ‘Ben suçsuz birini ele vermekle günah işledim’ dedi. Onlar ise, ‘Bundan bize ne? Onu sen düşün’ dediler.
(Yuhanna 18) 28 Sabah erkenden Yahudi yetkililer İsa’yı Kayafa’nın (Baş kahin) yanından alarak Romalı Valinin konağına götürdüler. Dinsel kuralları bozmamak ve Fısıh yemeğini yiyebilmek için kendileri vali konağına girmediler. 29 Bunun üzerine Pilatus dışarı çıkıp yanlarına geldi. ‘Bu adamı ne ile suçluyorsunuz?’ diye sordu. 30 Ona şu karşılığı verdiler: ‘Bu adam kötülük eden biri olmasaydı O’nu sana getirmezdik.’ 31 Pilatus, ‘O’nu siz alın, kendi yasanıza göre yargılayın’ dedi. Yahudi yetkiler, ‘Bizim hiç kimseyi ölüm cezasına çarptırma yetkimiz yok’ dediler. 32 Bu, İsa’nın nasıl öleceğini belirtmek için söylediği sözler yerine gelsin diye oldu.
33 Pilatus yine vali konağına girdi. İsa’yı çağırıp O’na,’Sen Yahudilerin Kralı mısın?’ diye sordu. 34 İsa şöyle karşılık verdi: ‘Bunu kendiliğinden mi söylüyorsun, yoksa başkaları mı sana söyledi?’ 35 Pilatus, ‘Ben Yahudi miyim?’ dedi. ‘Seni bana kendi ulusun ve baş kahinlerin teslim ettiler. Ne yaptın?’ 36 İsa, ‘Benim krallığım bu dünyadan değildir’ diye karşılık verdi. ‘Krallığım bu dünyadan olsaydı, yandaşlarım, Yahudi yetkililere teslim edilmemem için savaşırlardı. Oysa benim krallığım buradan değildir.’ 37 Pilatus, ‘Demek sen bir kralsın, öyle mi?’ dedi. İsa, ‘Kral olduğumu sen söylüyorsun’ karşılığını verdi. ‘Ben gerçeğe tanıklık etmek için doğdum, bunun için dünyaya geldim. Gerçekten yana olan herkes benim sesimi işitir.’ 38 Pilatus, O’na, ‘Gerçek nedir?’ diye sordu. Bunu söyledikten sonra Pilatus yine dışarıya, Yahudilerin yanına çıktı. Onlara, ‘Ben O’nda hiç bir suç görmüyorum’ dedi. (Luka 23) 5 Ama onlar üstelediler: ‘Yahudiye’nin her tarafında öğretişini yayarak halkı kışkırtıyor; Celile’den başlayıp ta buraya kadar geldi’ dediler. 6 Pilatus bunu duyunca, ‘Bu adam Celileli mi?’ diye sordu. 7 İsa’nın Hirodes’in yönetimindeki bölgeden geldiğini öğrenince, kendisini o sırada Yeruşalim’de bulunan Hirodes’e gönderdi.
(Luka 23) 8 Hirodes İsa’yı görünce çok sevindi. O’na ilişkin haberler duyduğu için çoktandır O2nu görmek istiyor, gerçekleştireceği bir belirtiye tanık olmayı umuyordu. 9 O’na bir çok soru sordu, ama O hiç karşılık vermedi. 10 Orada duran baş kahinler ile din bilginleri İsa’yı ağır bir dille suçladılar. 11 Hirodes de askerleri ile birlikte O’nu aşağılayıp alay etti. O’na gösterişli bir kaftan giydirip Pilatus’a geri gönderdi. 12 Bu olaydan önce birbirine düşman olan Hirodes ile Pilatus o gün dost oldular.
13-14 Pilatus, baş kahinleri, yöneticileri ve halkı toplayarak onlara, ‘Siz bu adamı bana, halkı saptırıyor diye getirdiniz’ dedi. ‘Oysa ben bu adamı sizin önünüzde sorguya çektim ve kendisinde öne sürdüğünüz suçlardan hiç birini bulmadım. 15 Hirodes de bulmamış olmalı ki, O’nu bize geri gönderdi. Görüyorsunuz, ölüm cezasını gerektiren hiç bir şey yapmadı. 16-17 Bu nedenle ben O’nu dövdürüp salıvereceğim.’ (Yuhanna 18) 39 ‘Ama sizin bir geleneğiniz var, her Fısıh Bayramı’nda sizin için birini salıveriyorum. Yahudilerin Kralını sizin için salıvermemi ister misiniz?’ 40 Onlar yine, ‘Bu adamı değil, Barabba’yı isteriz!’ diye bağrıştılar. (Luka 23) 19 (Barabba, kentte çıkan bir ayaklanmaya katılmaktan ve adam öldürmekten hapse atılmıştı.) 20 İsa’yı salıvermek isteyen Pilatus, onlara yeniden seslendi. 21 Onlar ise, ‘O’nu çarmıha ger! O’nu çarmıha ger!’ diye bağrışıp durdular. 22 Pilatus,üçüncü kez, ‘Bu adam ne kötülük yaptı ki?’ dedi. ‘Ölüm cezasını gerektirecek hiç bir suç bulmadım O’nda. Bu nedenle O’nu dövdürüp salıvereceğim.’
(Yuhanna 19) 1 O zaman Pilatus İsa’yı tutup kamçılattı. 2 Askerler de dikenlerden bir taç örüp O’nun başına geçirdiler. Sonra O’na mor bir kaftan giydirdiler. 3 Önüne geliyor, ‘Selam, ey Yahudilerin Kralı!’ diyor, yüzüne tokat atıyorlardı. ((Üzerine tükürdüler, kamışı alıp başına defalarca vurdular. (Matta 27:30)) 4 Pilatus yine dışarı çıktı. Yahudiler’e, ‘İşte O’nu dışarıya, size getiriyorum. O’nda hiç bir suç bulmadığımı bilesiniz’ dedi. 5 Böylece İsa, başındaki dikenli taç ve üzerindeki mor kaftan ile dışarı çıktı. Pilatus onlara, ‘İşte, o adam!’ dedi. 6 Baş kahinler ve görevliler İsa’yı görünce, ‘Çarmıha ger! Çarmıha ger!’ diye bağrıştılar. Pilatus, ‘O’nu siz alıp çarmıha gerin’ dedi. ‘Ben, O’nda bir suç bulamıyorum!’ 7 Yahudiler şu karşılığı verdiler: ‘Bizim bir yasamız var, bu yasaya göre O’nun ölmesi gerekir. Çünkü kendisinin Tanrı Oğlu olduğunu ileri sürüyor.’
8 Pilatus bu sözü işitince daha çok korktu. 9 Yine vali konağına girip, İsa’ya, ‘Sen nereden geliyorsun?’ diye sordu. İsa ona yanıt vermedi. 10 Pilatus, ‘Benimle konuşmayacak mısın?’ dedi. ‘Seni salıvermeye de, çarmıha germeye de yetkim olduğunu bilmiyor musun?’ 11 İsa, ‘Sana gökten verilmeseydi, benim üzerimde hiç bir yetkin olmazdı’ diye karşılık verdi. ‘Bu nedenle, beni sana teslime edenin günahı daha büyüktür.’ 12 Bunun üzerine Pilatus İsa’yı salıvermek istedi. Ama Yahudiler, ‘Bu adamı salıverirsen, Sezar’ın dostu değilsin!’ diye bağrıştılar. ‘Kral olduğunu ileri süren herkes Sezar’a karşı gelmiş olur.’
(Matta 27) 24 Pilatus elinden bir şey gelmediğini, tersine, bir kargaşalığın başladığını görünce, su aldı, kalabalığın önünde ellerini yıkayıp şöyle dedi: ‘Bu adamın kanından ben sorumlu değilim. Bu işe siz bakın!’ 25 Bütün halk şu karşılığı verdi: ‘O’nun kanının sorumluluğu bizim ve çocuklarımızın üzerinde olsun!’ (Markos 15) 15 Halkı memnun etmek isteyen Pilatus, onlar için Barabba’yı salıverdi. İsa’yı ise kamçılattıktan sonra çarmıha gerilmek üzere askerlere teslim etti.
Böylece yaklaşık yedi yüz yıl önce Yeşaya peygamberin Mesih hakkında yazarken önceden bildirmiş olduğu her şey eksiksiz olarak yerine gelmiş oldu: “O, baskı görüp eziyet çektiyse de, ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını.” (Yeşaya 53:7) Yeşaya, aynı zamanda Mesih’in söylemiş olduğu şu sözleri de kaleme aldı: “Bana vuranlara sırtımı açtım, yanaklarımı uzattım sakalımı yolanlara. Aşağılamalardan, tükürükten yüzümü gizlemedim.” (Yeşaya 50:6)
Bu gün, Yahudilerin din önderlerinin, kutsal ve doğru Mesih’e zulmedip işkence ettikleri ve O’nu ölüm cezasına mahkum ettikleri zaman, bu davranışları ile Peygamberlerin Yazılarını nasıl yerine getirmiş olduklarını gördük. Din önderleri Mesih’i neden ölüme mahkum ettiler? O’nu ölüme mahkum ettiler, çünkü gerçeğin ışığına katlanamadılar. İsa, onlara gerçeği söylemişti ve bu gerçek, onların iki yüzlülüklerini ve kötülüklerini ortaya çıkarıyordu. İsa’nın Kendisi, Gerçek’ti! Işık, dünyaya geldi, ama insanlar karanlığı tercih ettiler, çünkü yaptıkları işler kötüydü. Ve Adem oğulları Işık’a katlanamadıkları için tek çareleri onu söndürme girişiminde bulunmak oldu. Kutsal Yazılar bu konuyu şu sözler ile ilan ederler:
“Işık karanlıkta parlar. Karanlık onu alt edemedi (anlamadı). Bu çağın önderlerinden hiç biri onu anlamadı. Eğer anlasalardı yüce Rabbi çarmıha germezlerdi. O (Rab İsa Mesih) dünyadaydı. Dünya, O’nun aracılığı ile var oldu, ama dünya O’nu tanımadı. Kendi yurduna geldi, ama kendi halkı O’nu kabul etmedi. Ama kendisi kabul edip adına iman edenlerin hepsine Tanrı’nın çocukları olma hakkını verdi.” (Yuhanna 1:5; 1. Korintliler 2:8; Yuhanna 1:10-12)
Sevgili dostlar, dinlediğiniz için teşekkür ederiz. Bir sonraki derste Adem oğullarının nasıl peygamber Davut’un Mezmurlarda Mesih ile ilgili yazmış olduğu sözleri göreceğiz; sizi bu dersimize katılmaya davet ediyoruz. “Ellerimi, ayaklarımı deliyorlar.” (Mezmur 22:16)
Siz, peygamber Yeşaya’nın, Mesih’in çekeceği acılar ile ilgili uzun zaman önceden bildirmiş olduğu şu sözler üzerinde düşünürken, Tanrı sizi bereketlesin:
“O, baskı görüp eziyet çektiyse de, ağzını açmadı. Kesime götürülen kuzu gibi, kırkıcıların önünde sessizce duran koyun gibi açmadı ağzını.” (Yeşaya 53:7)