Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuza kadar esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bu gün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Çoğunuzun bildiği gibi, Kutsal Yazılarda yaptığımız yolculukta şu anda, İsa Mesih hakkındaki İyi Haber’i anlatan kutsal kitap olan Müjde’yi (İncil) çalışıyoruz. İsa, Adem’in çocuklarını Şeytan’ın egemenliğinden kurtarmak için dünyaya gelen kutsal Kurtarıcı’dır. Kurtarıcı tüm diğer insanlardan çok farklıydı; O, yeryüzünde bir insan olarak görünen başlangıçta Tanrı ile birlikte olan Söz’dür. İnsan İsa’nın doğumu eşsizdi, çünkü O, Tanrı’nın Ruhu’nun gücü aracılığı ile bir bakireden doğdu. İsa aynı zamanda karakteri açısından da eşsizdi. Çünkü O kutsal bir doğa ile doğdu; O asla günah işlemedi. Aynı zamanda yaptığı işler de eşsizdi; hiç kimse hiç bir zaman O’nun yaptığı mucizeleri yapmadı. Rab İsa, Şeytan ve cinleri, rüzgar ve deniz, hastalık ve ölüm üzerinde yetkiye sahipti. Aynı zamanda öğretişi de benzersizdi; düşmanları bile, “Hiç kimse hiç bir zaman bu adamın konuştuğu gibi konuşmamıştır!”dediler. (Yuhanna 7:46)
Evet, İsa Mesih’in doğumu, karakteri, işleri ve sözleri eşsizdi. Ancak yine de tüm bunlar, O’nun gökyüzünden gelen Kurtarıcı olduğunu herkesin fark etmesine neden olmadı. Adem oğullarının çoğu İsa’nın gerçekten kim olduğunu anlayamadılar. Onlar İsa’nın bir peygamber olduğunu düşündüler, ama Tanrı’nın Kendisinin onları ziyaret etmeye geldiğinin farkına varamadılar! Yahudi din bilginlerine gelince, onlar yalnızca İsa’nın kim olduğunu anlama konusunda başarısız olmak ile kalmadılar, aynı zamanda O’nu öldürmek için bir araya gelerek planlar bile kurdular. Son dersimizde, İsa’nın iki yüzlülükleri ve kötülükleri nedeni ile din bilginlerini ve yasa öğretmenlerini nasıl azarladığını gördük. Ama İsa’nın onlara söylediği sözler, tövbe etmelerine neden olmadı. Aslında gerçeği söylemek gerekirse, din önderleri zihinlerinde tek bir düşünceye takılıp kalmışlardı: İsa’nın öldürülmesi gerekir!
Rab İsa Yeruşalim’de öleceğini ve onu öldürecek olan kişilerin bu din önderleri olacağını biliyordu. Böylelikle İsa’nın, öğrencilerine kahinlerin ve yasa öğretmenlerinin O’nu ölüme mahkum edeceklerini bildirdiğini gördük. O’nun ile alay edebilmeleri, O’na tükürmeleri, O’nu dövmeleri ve bir çarmıha çivileyebilmeleri için bu Yahudiler İsa’yı Romalılara teslim edeceklerdi. Ama O üç gün sonra yeniden dirilecekti! İsa, böylece bir çarmıh üzerinde öleceğini ve mezardan dirileceğini önceden bildirdi. Ve İsa yalnızca nasıl ve nerede öleceğini bildirmek ile kalmadı, ama aynı zamanda bu gün önümüzdeki bölümde göreceğimiz gibi ne zaman öleceğini de önceden ilan etti.
Şimdi Matta Müjdesi’nin yirmi altıncı bölümünü okumaya başlayalım ve İsa’nın, çarmıhtaki (birebir anlamı ile bir direk/haç üzerinde ölüm) ölümü için nasıl hazırlandığını dinleyelim. Tanrı’nın Sözü şöyle der: (Matta 26) 1-2 İsa, bütün bunları anlattıktan sonra öğrencilerine, ‘İki gün sonra Fısıh Bayramı olduğunu biliyorsunuz’ dedi. ‘İnsanoğlu çarmıha gerilmek üzere ele verilecek.’
İsa’nın, öğrencilerine ne söylediğini işittiniz mi? Öğrencilerine, Adem oğullarının Kendisini Fısıh Bayramı gününde çarmıha gereceklerini bildirdi. Bu nokta çok önemlidir. Tevrat’taki çalışmamız sırasında Fısıh günü hakkında bilgi edinmiştik. Fısıh, Yahudi takvimine göre birinci ay olan Mart ve Nisan (Paskalya)’dadır. Yahudiler her yıl bu bayramda Musa zamanında, zalim kral Firavun’un köleleri olan İsraillilerin başlarına geleni hatırlarlar. O dönemde Tanrı, adil yargısı ve tasarladığı büyük planı ile Mısır’da yeni doğan her erkek çocuğunu ölüme mahkum etmişti. Ama Tanrı aynı zamanda, O’na inanan ve itaat edenler için bir kurtuluş yolu da sağladı. Tanrı, her İsrailli aileye kusursuz bir kuzu kesmelerini ve bu kuzunun kanını evlerinin kapılarının üzerine sürmelerini buyurdu. Tanrı, şu sözleri ile onlara bir vaatte bulunmuştu: “Kanı görünce üzerinizden geçeceğim.” (Mısır’dan Çıkış 12:13) İsrail halkı Tanrı’nın kendilerine buyurduğu gibi yaptı ve bunun sonucunda Tanrı onların ilk doğan oğullarını ölümden kurtardı. Tanrı, onları bir kuzunun kanı aracılığı ile kurtardı.
Yahudiler bin beş yüz yıl boyunca her yıl, Tanrı’nın, kendilerini, Mısır’ın üzerine gelen ölüm belasından nasıl kurtardığını hatırlamak için Fısıh bayramında kuzular kestiler. Ancak buna rağmen Tanrı yine de bu kesilen kuzular aracılığı ile onların yalnızca geriye bakmalarını ve sadece neler olup bittiğini hatırlamakla yetinmelerini istemedi. Tanrı, kurban edilen bu kuzular aracılığı ile onların ileriye bakmalarını ve Mesih’in, çarmıhta Kanını dökeceği günü beklemelerini istedi. Mesih’in dökeceği Kan, günahkarları belaların en kötüsü olan ölüm belasından, yani cehennemin sonsuz ateşinden kurtaracaktı. Kurtarıcı’nın çarmıhtaki ölümü, Tanrı’nın adil yasasının talep ettiği nihai ve mükemmel kurban olacaktı. Bilgelik kaynağı olan Tanrı, Kurtarıcı’nın Kanını Fısıh Bayramı gününde dökmesini ve böylece kurbanlık kuzu sembolizmini yerine getirmesini planladı. Böylelikle Kurtarıcı İsa, Tanrı’nın, günahkarları Kendi adil yargısından kurtarmak için tasarlamış olduğu planı tamamlayacaktı.
Şimdi daha önce okumuş olduğumuz ayet ile başlayarak Müjde’ye geri dönelim.
(Matta 26) 1-2 İsa, bütün bunları anlattıktan sonra öğrencilerine, ‘İki gün sonra Fısıh Bayramı olduğunu biliyorsunuz’ dedi. ‘İnsanoğlu çarmıha gerilmek üzere ele verilecek.’ 3 Bu sırada baş kahinler ile halkın ileri gelenleri, Kayafa adlı baş kahinin sarayında toplandılar. 4 İsa’yı hile ile tutuklayıp öldürmek için düzen kurdular. 5 Ama, ‘Bayram’da olmasın ki, halk arasında kargaşa çıkmasın’ diyorlardı. 14-15 O sırada Onikiler’den biri – adı Yahuda İskariot olanı – baş kahinlere giderek, ‘O’nu ele verirsem bana ne verirsiniz?’ dedi. Otuz gümüş tartıp ona verdiler. 16 Yahuda o andan itibaren İsa’yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.
(Markos 14) 12 Fısıh kurbanının kesildiği Mayasız Ekmek Bayramı’nın ilk günü öğrencileri İsa’ya, “Fısıh yemeğini yemen için nereye gidip hazırlık yapmamızı istersin?” diye sordular. 13 O da öğrencilerden ikisini şu sözler ile önden gönderdi: “Kente gidin, orada su testisi taşıyan bir adam çıkacak karşınıza. Onu izleyin. 14 Adamın gideceği evin sahibine şöyle deyin: “Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede?” diye soruyor. 15 Ev sahibi, size üst katta döşenmiş, hazır büyük bir oda gösterecek. Orada bizim için hazırlık yapın. 16 Öğrenciler yola çıkıp kente gittiler. Her şeyi İsa’nın kendilerine söylediği gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.
(Luka 22) 14-15 Yemek saati gelince İsa, elçileri ile birlikte sofraya oturdu ve onlara şöyle dedi: “Ben acı çekmeden önce bu Fısıh yemeğini sizinle birlikte yemeyi çok arzulamıştım. 16 Size şunu söyleyeyim, Fısıh yemeğini, Tanrı’nın Egemenliği’nde yetkinliğe erişeceği zamana dek bir daha yemeyeceğim.” (Markos 14) 18 Sofraya oturmuş yemek yerlerken, İsa, ‘Size doğrusunu söyleyeyim’ dedi, ‘Sizden biri, benimle yemek yiyen biri, bana ihanet edecek.’ 19 Onlar da kederlenerek birer birer kendisine, ‘Beni demek istemedin ya?’ diye sormaya başladılar. 20 İsa onlara, ‘Onikiler’den biridir’ dedi, ‘ekmeğini benim ile birlikte sahana batırandır.’ 21 ‘Evet, İnsanoğlu kendisi için yazılmış olduğu gibi gidiyor, ama İnsanoğlu’na ihanet edenin vay haline! O adam hiç doğmamış olsaydı, kendisi için daha iyi olurdu.’ (Matta 26) 25 O’na ihanet edecek olan Yahuda, ‘Rabbi, yoksa beni mi demek istedin?’ diye sordu. İsa ona, ‘Söylediğin gibidir’ karşılığını verdi. (Yuhanna 13) 30 Yahuda lokmayı aldıktan hemen sonra dışarı çıktı. Gece olmuştu. (Markos 14) 22 İsa yemek sırasında eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve, ‘Alın, bu benim bedenimdir’ diyerek öğrencilerine verdi. 23 Sonra bir kase alıp şükretti ve bunu öğrencilerine verdi. Hepsi bundan içti. 24 ‘Bu benim kanım’ dedi İsa, ‘Bir çokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır.’
Günahı silen bir kurban olarak Kanını dökmeden önce, İsa’nın, öğrencileri ile birlikte yediği son akşam yemeği ile ilgili yazılanlar bunlardır. İsa on iki öğrencisine aralarından birinin Kendisine ihanet edeceğini bildirdi. İsa’ya ihanet edecek olan öğrencinin adı Yahuda İskariot’tu. Yahuda, insanların gözünde sadık bir öğrenciydi, ama yüreğinde yalnızca para ve dünya değerleri ile ilgileniyordu. Bu yüzden, Başkahinlere gitti ve onlara şöyle dedi: “Eğer O’nu size teslim edersem, bana ne verirsiniz?” Bunun üzerine kahinler O’na otuz gümüş para verdiler. Bu olay, Mesih’in otuz parça gümüş için ele verileceğini yüzlerce yıl önceden yazarak bildirmiş olan peygamber Zekeriya’nın sözlerinin yerine gelmesi için oldu. (Bakınız, Zekeriya 11:12, 13)
Ama yine de, biraz önce okuduğumuz konu ile ilgili en önemli şey, İsa’nın öğrencileri ile birlikte ekmek ve kaseyi paylaşırken söylediği sözlerdir. İsa’nın onlara ne anlattığını duydunuz mu? Gelin, bu bölümü tekrar okuyalım:
(Markos 14) 22 İsa yemek sırasında eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve, ‘Alın, bu benim bedenimdir’ diyerek öğrencilerine verdi. 23 Sonra bir kase alıp şükretti ve bunu öğrencilerine verdi. Hepsi bundan içti. 24 ‘Bu benim kanım’ dedi İsa, ‘Bir çokları uğruna akıtılan antlaşma kanıdır.’
Böylece İsa’nın, öğrencilerinin önüne iki sembol koyduğunu görüyoruz: ekmek sembolü ve kase sembolü. İsa’nın böldüğü ve öğrencilerine verdiği ekmek, bir kurban olarak sunacağı bedenini temsil ediyordu. Üzüm suyu ile dolu olan kase ise, Kurtarıcı İsa’nın Adem oğullarının sonsuza kadar Tanrı’nın huzurunda yaşayabilmeleri için onların günah borcu uğruna dökeceği kanını temsil ediyordu.
İsa böylelikle öğrencilerine ekmek ve kase sembolleri aracılığı ile Kendisinin dünyaya geliş nedeninin günahkarlar için bir kurban olarak Yaşamını vermek – Bendini ve Kanını – olduğunu öğretti. Yeryüzünde yaşayan herkes nasıl hayatta kalabilmek için bedenine yiyecek ve içecek almak zorundaysa, aynı şekilde cennette Tanrı ile birlikte sonsuza kadar yaşamak isteyen herkes de İsa Mesih’in, Bedenini ve Kanını bizlere sonsuz yaşam vermek için sunduğuna inanması gerekir. Sonsuz yaşam verebilecek olan tek Kişi yalnızca Rab İsa Mesih’tir ve O’nun döktüğü kan, Tanrı’nın sizi ve beni günahın getirdiği lanetten kurtarabilmesi için tek çözümdür.
Çok sevgili dinleyiciler, eğer bu gün yaptığımız çalışmadan aklınızda bir tek şey kalacak ise, o zaman yalnızca şunu hatırlayın: İsa Mesih dünyaya sizin günahınızın yükünü taşımak için geldi. Bu gerçek Tanrı’nın tüm peygamberleri tarafından yazılmış olan mesajdır. Bu gerçek, aynı zamanda İbrahim’in, oğlunun yerine kurban ettiği koçun anlamını da açıklar. Bağışlamanın yolu, Mükemmel Kurban’ın yoludur. Tanrı sizi, sizin için Kanını dökmüş olan kutsal Kurtarıcı’nın kurbanı aracılığı ile günahlarınızdan bağışlayabilir ve kurtarabilir. Tanrı, binlerce yıl boyunca Adem oğullarının günahlarının üstünden geçebilmek (örtmek, görmezden gelmek) için hayvanların kurban edilmesini talep etti. Bu durum, Tanrı’nın peygamberlerine emanet ettiği Eski Antlaşma’da açıklanır. Ama Mesih İsa Yeni Antlaşma’yı getiren Kişi’dir. O, hayvan kurbanlarının sembolizmini yerine getirmek için gelmiş Olan’dır. İsa Mesih’in Kendisi, O’na iman eden herkesin Tanrı’nın adil yargısından kurtarılabilmesi için boğazlanmış olan nihai Fısıh Kuzusu’dur. İşte bu yüzden Kutsal Yazılar şöyle yazar: “Çünkü Fısıh kuzumuz (İsa) Mesih kurban edildi. (1. Korintliler 5:7) “Tanrı, günahı bilmeyen Mesih’i bizim için günah sunusu yaptı. Öyle ki, Mesih sayesinde Tanrı’nın doğruluğu olalım.” (2. Korintliler 5:21)
İsa’nın kanının değeri sınırsızdır. İsa’nın kanının temizleyici gücü ile ilgili olarak Tanrı Sözü’nün ne ilan ettiğine kulak verelim. Kutsal Yazılar bu konuda şöyle der:
“İsa (Mesih’in) kanı, bizi her günahtan arındırır.” (1. Yuhanna 1:7) “Biliyorsunuz ki, atalarınızdan kalma boş yaşayışınızdan altın ya da gümüş gibi geçici şeyler ile değil, kusursuz ve lekesiz kuzuyu andıran Mesih’in değerli kanının fidyesi ile kurtuldunuz. Dünyanın kuruluşundan önce bilinen Mesih, çağların sonunda sizin yararınıza ortaya çıktı. O’nu ölümden diriltip yücelten Tanrı’ya O’nun aracılığı ile iman ediyorsunuz. Böylece imanınız ve umudunuz Tanrı’dadır.” (1. Petrus 1:18-21)
Bu gün dinledikleriniz üzerinde dikkatle düşünmenizi rica ediyoruz, çünkü Tanrı sizin bu büyük gerçekleri anlayabilmeniz için size anlayış vermek istiyor. Bir sonraki derste, son akşam yemeği hakkındaki öyküyü tamamlamayı ve din bilginlerinin O’nu öldürebilmek amacı ile İsa’yı nasıl tutukladıklarını görmeyi planlıyoruz.
Siz, Tanrı’nın Sözü’nde bulunan şu ayetin derin anlamı ve büyük bereketi üzerinde düşünürken Tanrı sizi bereketlesin:
“İsa (Mesih’in) kanı bizi her günahtan temizler.” (1. Yuhanna 1:7; Yuhanna 1:29)