Dinleyici dostlar, size esenlik olsun.
Ön gördüğü doğruluk yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuz esenliğe sahip olmasını arzu eden esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bu gün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Son dersimizde, İsa’nın Yeruşalim’e bu kentte Kendisini öldürmek için bir araya gelmiş olan kahinlerin ve yasa öğretmenlerinin bulunduğunu çok iyi bilerek girdiğini gördük. İsa, başına gelecek olan her şeyi biliyordu, ama bu bildikleri O’nun Yeruşalim’e girmesine engel olmadı. O, dünyanın günahları uğruna bir kurban olarak ölmek için doğduğunun farkındaydı. Kahinlerin, O’nu tutuklamalarına ve bir çarmıha çivilemelerine yalnızca bir kaç gün kalmıştı.
Sevgili dinleyicilerimiz, işte bu yüzden sizler bu gün hangi düşünceye sahip olursanız olun, Rab İsa Yahudilerin din bilginlerini uyarırken ve onlara iki yüzlülüklerinden ve kötü yüreklerinden dolayı ihtarda bulunurken, sizden bu konuya özenle dikkat etmenizi rica ediyoruz. Bu gün işiteceğimiz sözler, ağır sözler, ama hepsi gerçek! Bazen, gerçeği işitmek insanı yaralar. Bu günkü dersimiz işte böyle yaralayacak olan, acı sözler ile dolu. Wolof atasözü ne kadar da doğru söyler: “Gerçek, acı bir biberdir!”
Son dersimizde görmüş olduğumuz gibi, İsa Yeruşalim kentine girdikten sonra, her gün tapınağa gitti ve orada kendisini dinleyenlere öğretti. Din bilginleri ve yasa öğretmenleri, her gün öğretiş veren İsa’yı öldürebilmek için bir bahane bulmak amacı ile O’nun söylediklerini dinliyor ve O’nu söylediği sözler aracılığı ile suçlayabilmek için fırsat kolluyorlardı. Ama buna rağmen aynı zamanda da İsa’nın söylediklerinin tek bir kelimesini bile kaçırmadan O’nu pür dikkat dinleyen halktan korkuyorlardı.
Luka Müjdesi’nin yirminci bölümünde Kutsal Yazılar şöyle der:
(Luka 20) 20 İsa’yı dikkatle gözlüyorlardı. O’na kendilerine dürüst süsü veren muhbirler gönderdiler. İsa’yı söyleyeceği bir söz ile tuzağa düşürmek ve böylelikle valinin yetki ve yargısına teslim etmek istiyorlardı. 21-22 Muhbirler, O’na, ‘Öğretmenimiz, senin doğru olanı söyleyip öğrettiğini, insanlar arasında ayırım yapmaksızın Tanrı yolunu dürüstçe öğrettiğini biliyoruz. Sezar’a vergi vermemiz Kutsal Yasa’ya uygun mu, değil mi?’ diye sordular. 23-24 Onların hilesini anlayan İsa, ‘Bana bir dinar gösterin’ dedi. ‘Üzerindeki resim ve yazı kimin?’ ‘Sezar’ın!’ dediler. 25 O da, ‘Öyleyse Sezar’ın hakkını Sezar’a, Tanrı’nın hakkını da Tanrı’ya verin!’ dedi. 26 İsa’yı halkın önünde söylediği sözler ile tuzağa düşüremediler.Verdiği yanıta şaşarak susup kaldılar.
(Matta 22) 23-24 Ölümden sonra diriliş olmadığını söyleyen Sadukiler, aynı gün İsa’ya gelip şunu sordular: ‘Öğretmenimiz, Musa şöyle buyurmuştur: ‘Eğer bir adam çocuk sahibi olmadan ölürse, kardeşi onun karısını alsın, soyunu sürdürsün.’ 25 Aramızda yedi kardeş vardı. İlki evlendi ve öldü. Çocuğu olmadığı için karısını kardeşine bıraktı. 26 İkincisi, üçüncüsü, yedincisine kadar hepsine aynı şey oldu. 27 Hepsinden sonra kadın da öldü. 28 Buna göre diriliş günü kadın bu yedi kardeşten hangisinin karısı olacak? Çünkü hepsi de onun ile evlendi.’ 29 İsa onlara, ‘Siz Kutsal Yazıları ve Tanrı’nın gücünü bilmediğiniz için yanılıyorsunuz’ diye karşılık verdi. (Luka 20) 34 İsa onlara şöyle dedi: ‘Bu çağın insanları evlenip evlendirilirler. 35 Ama gelecek çağa ve ölülerin dirilişine erişmeye layık görülenler ne evlenir ne de evlendirilirler. 36 Bir daha ölmeleri de söz konusu değildir. Çünkü meleklere benzerler ve dirilişin çocukları olarak Tanrı’nın çocuklarıdırlar. 37 Musa bile alevlenen çalı ile ilgili bölümde Rab için, ‘İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı ve Yakup’un Tanrısı’ deyimini kullanarak ölülerin dirileceklerine işaret etmişti. 38 Tanrı, ölülerin değil, dirilerin Tanrısı’dır. Çünkü O’na göre bütün insanlar yaşamaktadırlar.
(Matta 22) 33 Bunları işiten halk O’nun öğretişine şaşıp kaldı. 34 Ferisiler İsa’nın Sadukiler’i susturduğunu duyunca, bir araya toplandılar. 35-36 Onlardan biri, bir Kutsal Yasa uzmanı, İsa’yı denemek amacı ile O’na şu soruyu sordu: ‘Öğretmenim, Kutsal Yasa’da en önemli buyruk hangisidir? 37 İsa ona şu karşılığı verdi: ‘Tanrın Rabbi, bütün yüreğin ile, bütün canınla ve bütün aklınla seveceksin.’ 38 İşte ilk ve en önemli buyruk budur. 39 İlkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: ‘Komşunu kendin gibi seveceksin!’ 40 Kutsal Yasa’nın tümü ve peygamberlerin sözleri bu iki buyruğa dayanır.’
41-42 Ferisiler toplu haldeyken İsa onlara şunu sordu: “Mesih’le ilgili olarak ne düşünüyorsunuz? O kimin oğludur?” Onlar da, “Davut’un Oğlu” dediler. 43 İsa şöyle dedi: “O halde nasıl oluyor da Davut, Ruh’tan esinlenerek O’ndan ‘Rab’ diye söz ediyor? Şöyle diyor Davut: 44 ‘Rab Rabbim’e dedi ki, Ben düşmanlarını Ayaklarının altına serinceye dek Sağımda otur.’ 45 Davut O’ndan Rab diye söz ettiğine göre, O nasıl Davut’un Oğlu olur?” 46 İsa’ya hiç kimse karşılık veremedi. O günden sonra artık kimse de O’na bir şey sormaya cesaret edemedi.
(Matta 23) 1-2 Bundan sonra İsa halka ve öğrencilerine şöyle seslendi: ‘Din bilginleri ve Ferisiler Musa’nın kürsüsünde otururlar. 3 Bu nedenle size söylediklerimin tümünü yapın ve yerine getirin, ama onların yaptıklarını yapmayın. Çünkü öğrettikleri şeyleri kendileri yapmazlar. 4 Ağır ve taşınması güç yükleri bağlayıp başkalarının sırtına yüklerler, kendileri ise bu yükleri taşımak için parmaklarını bile oynatmak istemezler. 5 Yaptıklarının tümünü gösteriş için yaparlar. Örneğin, hamaillerini büyük, giysilerinin püsküllerini uzun yaparlar. 6 Şölenlerde baş köşeye, havralarda en seçkin yerlere kurulmaya bayılırlar. 7 Meydanlarda selamlanmaktan ve insanların kendilerini ‘Rabbi’ diye çağırmalarından zevk duyarlar. 8 Kimse sizi ‘Rabbi’ diye çağırmasın. Çünkü sizin tek öğretmeniniz var ve hepiniz kardeşsiniz. 9 Yeryüzünde kimseye ‘Baba’ demeyin. Çünkü tek Babanız var, O da göksel Baba’dır. 10 Kimse sizi ‘Önder’ diye çağırmasın. Çünkü tek Önderiniz var. O da Mesih’tir. 11 Aranızda en üstün olan, ötekilerin hizmetkarı olsun. 12 Kendini yücelten alçaltılacak, kendini alçaltan yüceltilecektir.
13-14 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, iki yüzlüler! Göklerin Egemenliği’nin kapısını insanların yüzüne kapıyorsunuz; ne kendiniz içeri giriyor ne de girmek isteyenleri bırakıyorsunuz!
15 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, iki yüzlüler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri, kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de kendinizden iki kat cehennemlik yaparsınız.
23 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, iki yüzlüler! Siz nanenin, dere otunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa’nın daha önemli konularını – adaleti, merhameti, sadakati – ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden asıl bunları yerine getirmeniz gerekirdi.
25 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, iki yüzlüler! Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, oysa bunların içi açgözlülük ve taşkınlık ile doludur. Ey kör Ferisi! Sen önce bardağın ve çanağın içini temizle ki, dıştan da temiz olsunlar.
27 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, iki yüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ile dolu badanalı mezarlara benzersiniz. 28 Dıştan, insanlara doğru görünürsünüz, ama içte iki yüzlülük ve kötülük ile dolusunuz.
29 Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, iki yüzlüler! Peygamberlerin mezarlarını yapar, doğru kişilerin anıtlarını donatırsınız. 30 ‘Atalarımızın yaşadıkları günlerde yaşasaydık, onlar ile birlikte peygamberlerin kanına girmezdik’ diyorsunuz. 31 Böylece peygamberleri öldürenlerin torunları olduğunuza kendiniz tanıklık ediyorsunuz. 32Haydi, atalarınızın başladığı işi bitirin! 33 Sizi yılanlar, engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız? 37 ‘Ey Yeruşalim! Peygamberleri öldüren, kendisine gönderilenleri taşlayan Yeruşalim! Tavuğun civcivlerini kanatları altına topladığı gibi ben de kaç kez senin çocuklarını toplamak istedim, ama siz istemediniz!
(Matta 24) 1 İsa tapınaktan çıkıp giderken öğrencileri, tapınağın binalarını O’na göstermek için yanına geldiler. 2 İsa onlara, ‘Bütün bunları görüyor musunuz?’ dedi. ‘Size doğrusunu söyleyeyim, burada taş üstünde taş kalmayacak, hepsi yıkılacak! ‘ 3 İsa, Zeytin Dağı’nda otururken, öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. ‘Söyle bize’ dediler, ‘Bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?’
4 İsa onlara şu karşılığı verdi: ‘Sakın kimse sizi saptırmasın! 5 Bir çokları, ‘Mesih benim!’ diyerek benim adım ile gelip bir çok kişiyi aldatacaklar. 6 Savaş gürültüleri, savaş haberleri duyacaksınız. Sakın korkmayın! Bunların olması gerek, ama bu daha son demek değildir. 7 Ulus ulusa, devlet devlete savaş açacak; yer yer kıtlıklar, depremler olacak. 8 Bütün bunlar, doğum sancılarının başlangıcıdır. 9 O zaman sizi sıkıntıya sokacak, öldürecekler. Benim adımdan ötürü bütün uluslar sizden nefret edecek. 10 O zaman bir çok kişi imandan sapacak, birbirlerini ele verecek ve birbirlerinden nefret edecekler. 11 Bir çok sahte peygamber türeyecek ve bunlar bir çok kişiyi saptıracak. 23 Eğer o zaman biri size, ‘İşte Mesih burada’ ya da ‘İşte şurada’ derse inanmayın! 24 Çünkü sahte Mesihler, sahte peygamberler türeyecek; bunlar büyük belirtiler ve harikalar yapacaklar. Öyle ki, ellerinden gelse, seçilmiş olanları bile saptıracaklar. 25 İşte size önceden söylüyorum. 26 Bunun için size, ‘İşte Mesih çölde’ derlerse, gitmeyin. ‘Bakın, iç odalarda’ derlerse inanmayın. 27 Çünkü İnsanoğlu’nun gelişi, doğuda çakıp batıya kadar ger taraftan görülen şimşek gibi olacaktır.
29 O günlerin sıkıntısından hemen sonra,’Güneş kararacak, ay ışık vermez olacak, yıldızlar gökten düşecek, göksel güçler sarsılacak.’ 30 O zaman İnsanoğlu’nun belirtisi gökte görünecek. Yeryüzündeki bütün halklar ağlayıp dövünecek, İnsanoğlu’nun gökteki bulutlar üzerinde büyük güç ve görkem ile geldiğini görecekler. 31 Kendisi güçlü bir borazan sesi ile meleklerini gönderecek. Melekler O’nun seçtiklerini göğün bir ucundan öbür ucuna kadar, dünyanın dört bucağından toplayacaklar.
(Matta 25) 31 İnsanoğlu kendi görkemi içinde bütün melekleri ile birlikte gelince, görkemli tahtına oturacak. 32 Ulusların hepsi O’nun önünde toplanacak, O da koyunları keçilerden ayıran bir çoban gibi, insanları birbirinden ayıracak. 33 Koyunları sağına, keçileri soluna alacak. 34 O zaman Kral, sağındaki kişilere, ‘Sizler, Babamın kutsadıkları, gelin!’ diyecek. ‘Dünya kurulduğundan beri sizin için hazırlanmış olan egemenliği miras alın! 41 ‘Sonra solundakilere şöyle diyecek: ‘Ey lanetliler, çekilin önümden! İblis ile melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe gidin!’ 46 ‘Bunlar sonsuz azaba, doğrular ise sonsuz yaşama gidecekler.’
Sevgili dinleyiciler, bu günkü dersimize burada son vermemiz gerekiyor. Rab İsa’nın, din bilginlerini iki yüzlülükleri ve katı yüreklerinden dolayı itham ettiğini dinledik. Aynı zamanda öğrencilerini de Kendisinden sonra gelecek ve pek çok kişiyi aldatacak olan sahte peygamberler ile ilgili olarak uyardığını da duyduk. Rab İsa’nın, son olarak Kendisinin bir gün, Tanrı’nın günahkarların Kurtarıcısı Mesih ile ilgili İyi Haberi’ne itaat etmeyi reddedenleri yargılamak üzere güçlü melekleri ile birlikte gök yüzünden yeryüzüne geri döneceğini ilan ettiğini de gördük.
Evet, bu gün bazı ağır sözler işittik, ama bu sözler aynı zamanda iyi sözlerdir, çünkü gerçektirler. Ve bu sözler onlara inanan herkes için harika sözlerdir, çünkü Rab İsa şöyle dedi: “Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak!” (Yuhanna 8:32)
Dostlar, bizi dinlediğiniz için teşekkür ederiz. Sizi bir sonraki dersimize katılmaya davet ediyoruz; bu dersimizde İsa’nın öğrencilerinden birinin O’nu öldürmek isteyenlerin eline teslim etmesi için baş kahine gideceğini öğreneceğiz.
Siz, Rab İsa’nın ilan ettiği şu sözler üzerinde düşünürken, Tanrı sizi bereketlesin:
“Siz Kutsal Yazıları ve Tanrı’nın gücünü bilmediğiniz için yanılıyorsunuz. Ama gerçek sizi özgür kılacak!” (Matta 22:29; Yuhanna 8:32)