Dinleyici dostlar, size esenlik olsun!
Ön gördüğü kurtuluş yolunu herkesin anlamasını ve bu yola boyun eğmesini isteyen ve O’nun ile sonsuza kadar gerçek esenliğe sahip olmasını arzulayan esenlik Rabbi Tanrı’nın adı ile sizleri selamlıyoruz. Doğruluk Yolu adlı programınızı sunmak üzere bugün tekrar sizler ile beraber olabildiğimiz için mutluyuz.
Son dersimizde Mısır kralı firavunun İbrahim’in soyu olan İsraillileri köle yaparak ve amansızca çalıştırarak onlara nasıl zulmettiğini gördük. Ama aynı zamanda şu ifadeyi de okuduk: “Ama Mısırlılar baskı yaptıkça, İsrailliler daha da çoğalarak bölgeye yayıldılar, öyle ki Mısırlılar korkuya kapıldı.” (Mısır’dan Çıkış 1:12) Firavun en sonunda doğan her İsrailli erkek çocuğun ölmesi için ırmağa atılması konusunda ferman verdi.
Ama yine de Şeytan’dan daha güçlü olan Tanrı’nın firavunun yaptığı kötülüğü tersine çevirecek bir planı vardı. Böylece firavunun kızının ırmaktaki sepetin içinde bulduğu İsrailli bir bebeğe nasıl sahip çıktığını okuduk. Firavunun kızı, bebeğe acıdı ve ona Musa adını vererek onu evlat edindi. Böylece Musa firavunun yani, İsrail halkını yok etmeyi en çok isteyen kişinin evinde büyüdü! Bilgelik kaynağı olan Tanrı, İsraillileri kötü kralın elinden kurtarmak için Musa’yı kullanmayı planladı. Musa kırk yaşına geldiğinde, kendisini öldürmek isteyen firavunun yanından kaçtı. Musa, kırk yıl süre ile evlendiği ve kayınpederinin sürüsünü güttüğü çölde yaşadı.
Şimdi öykümüze devam edelim ve İsrail halkının Mısır’dan çıkmasına önderlik etmesi amacı ile Tanrı’nın Musa’yı firavuna gönderebilmesi için Tanrı’nın, Kendisini Musa’ya nasıl açıkladığını görelim. Tevrat’ta Mısır’dan Çıkış kitabının üçüncü bölümünü okuyoruz. Kutsal Yazılar şöyle der:
(Mısır’dan Çıkış 3) 1Musa, kayınbabası Midyanlı Kahin Yitro’nun sürüsünü güdüyordu. Sürüyü çölün batısına sürdü ve Tanrı Dağı’na, Horev’e vardı. 2Rab’bin meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde ona göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor. 3‘Çok garip’ diye düşündü, ‘Gidip bir bakayım çalı neden tükenmiyor?’
4RAB Tanrı Musa’nın yaklaştığını görünce, çalının içinden, ‘Musa, Musa!’ diye seslendi. Musa, ‘Buyur’ diye yanıtladı. 5Tanrı, ‘Fazla yaklaşma’ dedi, ‘Çarıklarını çıkar. Çünkü bastığın yer kutsal topraktır. 6Ben babanın Tanrısı, İbrahim’in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı ve Yakup’un Tanrısıyım.’ Musa yüzünü kapadı, çünkü Tanrı’ya bakmaya korkuyordu. 7RAB, ‘Halkımın Mısır’da çektiği sıkıntıyı yakından gördüm’ dedi, ‘Angaryacılar yüzünden ettikleri feryadı duydum. Acılarını biliyorum. 8Bu yüzden onları Mısırlıların elinden kurtarmak için geldim. O ülkeden çıkarıp geniş ve verimli topraklara, süt ve bal akana ülkeye, Kenan, Hitit, Amor, Periz, Hiv ve Yevus topraklarına götüreceğim. 9İsraillilerin feryadı bana erişti. Mısırlıların onlara yapmakta olduğu baskıyı görüyorum. 10Şimdi gel, halkım İsrail’i Mısır’dan çıkarmak için seni firavuna göndereyim.
11Musa, ‘Ben kimim ki, firavuna gidip İsraillileri Mısır’dan çıkarayım?’ diye karşılık verdi. 12Tanrı, ‘Kuşkun olmasın, ben seninle olacağım’ dedi, ‘Seni benim gönderdiğimin kanıtı şu olacak: halkı Mısır’dan çıkardığın zaman bu dağda bana tapınacaksınız.’ 13Musa şöyle karşılık verdi: ‘İsrailliler’e gidip, ‘Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi’ dersem, ‘Adı nedir?’ diye sorabilirler. O zaman ne diyeyim?’ 14Tanrı, ‘Ben Ben’im’ dedi, ‘İsrailliler’e de ki, ‘Beni size, ‘Ben Ben’im’ diyen gönderdi. 15İsrailliler’ de ki, ‘Beni size atalarınızın Tanrısı, İbrahim���������������������in Tanrısı, İshak’ın Tanrısı ve Yakup’un Tanrısı RAB gönderdi.’ Sonsuza dek adım bu olacak. Kuşaklar boyunca böyle anılacağım.’”
Tanrı’nın, Sina Dağı’ndaki yanan çalılığın içinden Musa’ya söylediği sözler aracılığı ile, Tanrı’nın karakteri hakkında en azından dört şey öğrenebiliriz.
Musa’ya alevlerin içinden görünen Tanrı, gerçekten de kutsaldır. Tanrı, Kutsallığının herkes tarafından fark edilmesini ister. Tanrı’nın huzurunda duran melekler konusunda Kutsal Yazılar şöyle der: “Kutsal, kutsal, kutsaldır! Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, var olmuş, var olan ve gelecek olan.” (Vahiy 4:8) Melekler, Tanrı’nın kutsallığının farkındadırlar. Bugün bu programı dinlemekte olan sizler, Tanrı’nın kutsallığının farkında mısınız?
Bunun ne anlama geldiği konusunda biraz düşünelim. Daha önceki derslerimizde görmüş olduğumuz gibi, Tanrı’nın kutsallığı, Adem ve Havva’nın günah işledikten sonra Cennet Bahçesi’nden kovulmalarına neden oldu. Tanrı’nın kutsallığı O’nun Kayin’in sunusunu reddetmesine neden oldu. Nuh’un zamanındaki insanların bir tufan ile silip yok edilmelerinin nedeni de yine Tanrı’nın kutsallığıydı. Bu olayı izleyen dönemde Tanrı dünyanın dilini karıştırdı ve Kendisine karşı isyan etmeye çalışan Babil halkını yeryüzüne dağıttı. Ve İbrahim’in zamanında Tanrı’nın kutsallığı kötülükten zevk alan Sodom halkının üzerine gökten ateş yağdırmasına neden oldu.
Bugüne kadar insanların çoğunun Tanrı’nın kutsallığına saygı göstermemeleri çok üzücüdür. Bu insanlar O’nun kusursuz saflığının farkına varamadılar. Bu durum, insanlar günah işledikleri ve bu günahtan zevk aldıkları zaman ortaya çıkar. Aynı zamanda insanlar, dini bir manto gibi üzerlerinde taşıdıklarında, ama Kutsal Yazıları Tanrı’nın gerçeğini anlamak amacı ile incelemediklerinde de, Tanrı’nın kutsallığına önem vermediklerini görürüz. Pek çok insan Tanrı’nın adını içtenlikle değil, yalnızca bir alışkanlık olarak kullanır. Aslında Tanrı’nın isteği zihinlerinden çok uzak olmasına rağmen, “Bismillah” (Arapça anlamı: Tanrı’nın adı ile) ya da “İnşallah” (eğer Tanrı isterse) gibi sözleri dualarında kullanırlar, ama bunun hiç bir yararı yoktur. İnsanların Tanrı’nın kutsallığını anlamak konusundaki başarısızlıklarını, Tanrı’nın huzurunda kendi doğruluklarını kurmak istemeleri ve Tanrı’nın ön gördüğü doğruluk yolunu kabul etmeyi reddetmeleri gibi davranışları aracılığı ile gözlemleriz. Bazı kişiler uzun süre oruç tutarak, sürekli dua ederek ya da yıkanma ve temizlenme törenleri (aptes) aracılığı ile kendilerini Tanrı’nın önünde temiz kılabileceklerini düşünürler. Ama Peygamberlerin Yazılarında çok net olarak gördüğümüz gibi, bu tür dışsal eylemler kişinin iç varlığında temiz olmasını talep eden Kutsal Olan’ı, Tanrı’yı tatmin etmez. Sevgili dostlar, Tanrı kutsaldır! Musa’ya, “Çarıklarını çıkar, çünkü bastığın yer kutsal topraktır” demesinin nedeni de budur.
Bu konuda sizin düşünceniz nedir? Tanrı’nın sadakatini takdir ediyor musunuz? İbrahim, İshak ve Yakup ile konuşan Tanrı’yla yakın bir ilişkinin tadını çıkartıyor musunuz? Bu yaşamda ve gelecek yaşamda gerçekten mutlu olmak isteyen herkes için bu, önemli bir sorudur. Size, ‘Bir dine sahip misiniz?’ diye sormuyoruz; Sorduğumuz şu: Tanrı ile doğru bir ilişkiye sahip misiniz? Tanrı’nın ön gördüğü kurtuluş yolunun mesajına inandınız mı? Bir dini izlemek ve Tanrı’nın Kendisi ile bir ilişkiye sahip olmanın birbirlerinden farklı iki şey olduklarını anladınız mı?
Günümüzde, dünyada binlerce din mevcuttur. Örneğin, uzmanlar bize yalnızca Brezilya ülkesinde birbirlerinden farklı dört bin din ve mezhep var olduğunu söylerler! Dört bin tane din!?! Çok şaşırtıcı! Dört bin tane tanrı mı var? Ya da Tanrı’ya ulaştıran dört bin tane yol mu mevcut? Kutsal Yazılar şöyle der: “Tek Tanrı ve Tanrı ile insanlar arasında tek bir Aracı vardır. “ (1.Timoteos 2:5) O zaman neden bugün dünyada binlerce din ve bu dinlerin birbirlerinden farklı binlerce mezhebi mevcuttur? Nedeni şudur: Adem soyunun çoğu Tanrı’nın İbrahim, İshak ve Yakup ile bina etmiş olduğu gerçeğin temelini önemsememişlerdir. Adem’in soyunu günahın cezasından ve gücünden kurtarmak için dünyaya gelecek olan Aracı hakkında verdiği vaatleri bilmezler. Tanrı’nın asla değişmeyen Sözü’nden haberdar değildirler. Sadık Olan’ı tanımazlar.
Tanrı neden İsrail halkını özgür kılmayı ve onları verimli bir ülkeye götürmeyi planladı? İsrailliler Tanrı’nın merhametini hak ettiler mi? Ya da diğer uluslardan daha mı iyiydiler? Hayır, değildiler! O zaman Tanrı neden onları kurtarmayı ve bu şekilde bereketlemeyi planladı? Tek neden şudur: Tanrı’nın sadakati ve merhameti. Kutsal Yazılar bu konu hakkında şöyle der: “Tanrı iniltilerini duydu. İbrahim, İshak ve Yakup ile yaptığı antlaşmayı anımsadı. İsrailliler’e baktı ve onlara ilgi (merhamet) gösterdi. “ (Mısır’dan Çıkış 2:24, 25)
Evet, Tanrı, Merhametli Olan’dır.
Sonsuz doğasını tanımlayan Tanrı’nın adı nedir? Adını duydunuz mu? Adı: Rab’dir! (Sonsuz Olan) Kutsal Yazılarda peygamberler, yüzlerce isim ve unvan atfederler, ama bu isim, yani Rab diğer isimler arasında en çok – altı bin beş yüz kezden daha çok – kullanılanıdır. Tanrı Rab’dir, Sonsuz “BEN BEN’İM’dir; var olmuş olan, var olan ve sonsuza kadar var olacak Olan’dır. O, Sonsuz Olan’dır! Başlangıcı yoktur. Sonu yoktur. Sınırları yoktur. Eşi benzeri yoktur. O, Kendi gücü aracılığı ile var Olan’dır. Dün ve bugün nasılsa, sonsuza kadar aynı olacaktır. O, asla değişmez. O’nun adı, Rab’dir (Sonsuz Olan’dır)!
Dinleyici dostumuz, Rabbi tanıyor musunuz? O’nun kutsallığının farkında mısınız? O’nun, sadakati (ilişkilerde; antlaşmalarını yerine getirdiği için) ile seviniyor musunuz? O’nun merhametini kabul ettiniz mi? O’nun Sözü’ne inanıyor musunuz? İbrahim, İshak ve Yakup’un Tanrısı ile yakın bir ilişkiye girdiniz mi? Yanan çalıdan Musa’ya konuşan Rabi tanıyor musunuz?
Dinlediğiniz için teşekkürler. Tanrı isterse, bir sonraki programımızda Musa’nın öyküsüne devam edeceğiz ve Tanrı’nın onu nasıl kötü yürekli Mısır kralı firavuna gönderdiğini göreceğiz.
Siz, Tanrı’nın Musa’ya söylediği şu sözler üzerinde düşünmeye devam ederken Tanrı sizi bereketlesin:
“BEN BEN’İM!..Ben Rab’bim..Sonsuza dek adım bu olacak!” (Mısır’dan Çıkış 3:14, 15; 6:2)